HOŞ GEL ARTIK YENİ YIL!

Astrologlara göre 2023 te her şey toparlanmaya başlayacak! Ne güzel, umarım dedikleri çıkar zira ne söyledilerse çıktı… Ama önce önümüzdeki 2022 yi atlatmamız lazım.

Peki 2021 nasıldı diye sorsam? Eminim yüzlerinizde pek fazla mutluluk ifadesi oluşmayacaktır. Sağlık, ekonomi, düzen aklınıza gelecek her konuda tam bir bilinmezlik hakim. Evvel ki yazılarımı okuyanlar bilir, eğitimlerimde VUCA dünyasına çok değinirim, kitabımda da yer verdim. İlk defa karşılaşanlar hemen anlamlandıramıyorlar haklı olarak. Kadere bak; şu anda kelimenin tam anlamıyla VUCA dünyasını yaşıyoruz, bundan daha iyi anlatılamazdı. Her şey muğlak, her şey belirsiz, her şey uçucu, sabun köpüğü gibi. Kimse geleceği ön göremiyor. Gelecek derken öyle yıllar falan da değil günlük hatta saatlik… Böyle bir dönemde krizi iyi yöneten, krizi fırsata çeviren kazandı ve kazanmaya devam ediyor, edecekte. Bu kavramın özelliği de tam burada gizli. Bir kaç sene evvel bir çok girişimci vizyoner ruhları ile sanal AVM ler kurmaya çalışıp başarı sağlayamadılar. Aralarında arkadaşlarım, yakın tanıdıklarım vb. Bir çok kişi çağın ötesindeki bu dahiyane fikri bir türlü kazançlı hale getiremedi. Çoğu kapattı, vazgeçti…Ancak bu kaotik ortamda hayallerinden vazgeçmeyenler pandeminin yarattığı VUCA şartlarında akıllarını kullanıp kazanç sağladılar. İşte buna krizi yönetmek ve fırsata çevirmek denir. Ben hepsini alkışlıyorum. Hatta bir çok geleneksel firma yepyeni yüzleri ile yeniden doğdular. Sadece bunu düşünmek bile 2022 için ders çıkarmak adına yeterli diye düşünüyorum. Problem çözümleme, yenilikçi düşünce, iyi iletişim, vizyoner yaklaşım, küreselleşme, insan odaklı yaşam, israf etmeme, geri dönüşüm, yenilenebilir enerji, akıllı kaynak kullanımı… Yani akıllıca yaşamak.

Haksız mıyım değerli okuyucular? Yukarıda ki paragrafta bana katılmadığınız her hangi bir şey var mı? Eminim karşı karşıya olsak sohbetimizde sizin eklemeleriniz ile paragraf cilt olur.

Yıla, doğaya, hava şartlarına ona buna fazla yüklenmeyelim. Unutmayın parmağınız ile birini gösterirken diğer üç parmağınız sizi gösteriyor.

Evet ben diyorum ki; geçtiğimiz her seneden ama illa ki son iki seneden ders çıkarmalıyız. ‘Bize pandemi çok şey öğretti’ diye her yerde klişe olan bu cümleyi bence karşımıza alıp şapkamızı önümüze koyarak eli yüzü düzgün bir öz değerlendirme yapmalıyız. Böylece bir sonra ki ve daha sonra ki ve hatta daha daha sonra ki yılları yaşanabilir kılabilelim, bizden sonra ki nesile hakları olan dünyayı gönül rahatlığı ile bırakabilelim. Üretime, üretmeye, sürdürebilirliğe, paylaşmaya, değişime, dönüşüme, gelişime yatırım yapma zamanı.

Bir de psikolojik boyutu var tabi…2021 kendisinden evvel ki yıl gibi çok zorlu şartlarda geçti. 2020 den gözümüzü daha açamadan bizi zorlamaya başladı. Pandemi ilk ilan edildiği günlerde elimden geldiği kadar sesimi duyurmaya çalıştım ve benim gibi bir çok kişi. ‘Her türlü ilaç, aşı, kür, tedavi mutlaka bulunacak, ekonomi bir şekilde toparlanacak ama asıl gizli tehlike insan ve ona bağlı olan toplum psikolojisi’ diye. Çünkü psikolojik rahatsızlıklar farkına varılmadan ya da gözlemlenemeden ortaya çıkabilir. İşte bu durum ile ilgili ilk belirtileri ben gözlemledim. İnsanlar yadsıma diye bilinen inkar etme yolunu seçmeye başladılar. Peki yadsımak (inkar etmek) ne demek? İnsan baş edemediği bir problem ve/veya tehlike ile karşılaştığında psikolojik olarak savunma mekanizmalarımızın içinde olan yadsımayı seçer. Yani o problemi ya da tehlikeyi yok sayar, varlığını reddeder. Tıpkı bir çoğumuzun gözlemlediği gibi yani pandemiyi yok saymak, aşıya inanmamak, maske takmamak, sanki salgın yokmuş gibi rahat rahat dolaşmak, sosyal mesafe, hijyen gibi önemli pandemi kurallarını hiçe saymak. Aşı olanların ve bu kurallara dikkat edenlerin hayatlarına saygı göstermeden hiçe saymak. Sonuç; bugün itibariyle 30.000 ler civarı vaka sayıları ve yüzlerce günlük vefat. Ve hala bu yadsıma devam etmekte. Çünkü bu psikolojik baskı insana çok fazla geliyor ve beyin organizmanın hayatta kalabilmesi için bu savunma mekanizmasını çalıştırmak zorunda ama bu savunma ironik olarak tehdit de oluşturmakta.

Açıkcası ben 2021 de gözlemlediklerimden çok memnun kalmadım. Problemi birlik olarak çözmemiz en doğru tercih diye düşünenlerdenim. Bu tüm dünya için geçerli ama biz önce kendi evimizden başlayalım ne dersiniz?

Yeni yılınız kutlu olsun.

Cem Galip Kahveci, PCC